EĞİTİM- Bir Sen Antalya Şube Başkanı Mustafa Çoban, öğretmen yetiştirilmesi, istihdamı ve mesleki gelişimi ile ilgili rapor hazırladıklarını belirterek, raporda kaliteli bir eğitim sistemi tesis etmek için öğretmen yetiştirme sisteminin iyi bir şekilde kurgulanması gerektiğine işaret edildiğini söyledi.

Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Mustafa Çoban, Eğitim Bir Sen Stratejik Araştırma Merkezi tarafından açıklanan 'Dünyada ve Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme, İstihdam ve Mesleki Gelişim Politikaları' raporu hakkında bilgi verdi. Kaliteli bir eğitim sistemi tesis etmek için öğretmen yetiştirme sisteminin iyi bir şekilde kurgulanması gerektiğini işaret eden Başkan Çoban, eğitim sisteminin başarısı için bunun bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

 

'ÖĞRETMENE EN AZ ZAMAN AYIRAN ÜLKEYİZ'

Türkiye'de öğretmenlik uygulamasına ayrılan zamanda diğer ülkelere kıyasla önemli bir fark olduğunu söyleyen Mustafa Çoban, "Birçok OECD ülkesinde öğretmenlik uygulamasına 80- 100 gün ayrılırken, Türkiye, 30 günle OECD ülkeleri arasında öğretmenlik uygulamasına en az zaman ayıran ülkelerden. OECD ülkelerinin büyük çoğunluğunda tüm eğitim seviyelerinde öğretmenlik yapmak için öğretmenlik uygulaması zorunludur. Türkiye'de, 2016 yılından beri öğretmenler sözleşmeli olarak istihdam edilmekte, 4 yıl bu statüde çalıştıktan sonra daimî kadroya geçmektedir. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, öğretmenler arasında ayrımcılığa neden olmakta, öğretmenlerin çeşitli özlük haklarını sınırlamakta" dedi.

 

RAPORDA YER ALAN ÖNERİLER

Çoban, Eğitim Bir Sen'in hazırladığı rapordaki önerileri ise şu şekilde sıraladı:"Öğretmen yetiştirme sisteminde son yıllarda kararların sık değiştiği dikkate alındığında, öncelikle Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversiteler arasında güçlü bir koordinasyon sağlanmalıdır. Öğretmen yetiştirme, atama ve mesleki gelişim süreçleri bir bütün olarak göz önünde bulundurulmalı; tüm paydaşlar (MEB, YÖK, üniversiteler, sendikalar vb.) birlikte çalışmalı, tartışmalı, alınan kararlar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılarak istikrarlı bir sistem kurulmalıdır. En başarılı gençleri öğretmenlik mesleğine çekmek ve bu kişilerin meslekte kalmalarını sağlamak için öğretmenlik mesleği daha cazip hâle getirilmelidir. Bunun için, eğitim fakültelerine ayrılan kontenjanlar daha dikkatli izlenmeli, boş kalan ve ihtiyaç olmayan alanlar yerine, ihtiyaç duyulan alanlara yönelim artırılmalıdır. Öğretmen yetiştirme ile ilgili bir karar alınacağı zaman 400 bini aşkın atama bekleyen öğretmen adayı dikkate alınmalıdır. Ayrıca, öğretmen maaşları artırılmalı, kariyer sistemi kurulmalı, mesleki özerklik geliştirilmeli, öğretmenlerin lisansüstü eğitim yapmaları teşvik edilmelidir."

Raporda, AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de öğretmen yetiştirmede ilk kademelerde eş zamanlı sistem kullanılmaya; özellikle lise kademesinde ardışık ve eş zamanlı sistemin birlikte kullanılmaya devam edilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, dünyadaki eğilimlere paralel olarak öğretmen yetiştirme sürecinde lisans düzeyinden yüksek lisans düzeyine geçiş konusunda çalışmalara başlanması gerektiği kaydedilen raporda, "Öğretmen yetiştirme programlarının içeriği, araştırma ve uygulama temelinde güncellenmelidir. Eğitim fakültelerinin öğretim elemanı ihtiyacı karşılanmalı ve altyapıya ilişkin eksiklikler tamamlanmalıdır. Ayrıca, okul uygulaması süresi artırılmalı ve 100 güne çıkarılmalıdır" denildi.

2016 yılından itibaren uygulanan sözleşmeli öğretmenlik ile sözlü sınav uygulaması bir an önce kaldırılması gerektiği vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verildi:"Dezavantajlı bölgelerde öğretmenleri istihdam etmek için cebrî yöntemlerden vazgeçilmeli, teşvik edici mekanizmalar geliştirilmelidir. Yeni öğretmenlerin ilk ataması, kendilerine destek verecek ve mentorluk yapacak tecrübeli öğretmenlerin olduğu okullara yapılmalıdır. Öğretmenlerin lisansüstü eğitime katılmaları desteklenmelidir. Bunun için sadece ders döneminde değil, tez döneminde de öğretmenlere izinler verilmeli, alanı ile ilgili ulusal ve uluslararası konferans, sempozyum ve kongrelere katılmaları teşvik edilmeli, izin süreçleri kolaylaştırılmalı, seyahat ve katılım ücretleri konusunda öğretmenlere destek olunmalıdır. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesi için, eğitim faaliyetleri, katılımcıların ihtiyaçları, istek ve beklentileri doğrultusunda planlı ve sistemli olarak düzenlenmelidir. Hizmet içi eğitime katılacak öğretmenler desteklenmeli; katılım, ücret, terfi, atama gibi yollarla teşvik edilmelidir." DHA

Editör: Haber Merkezi