MEMORIAL Antalya Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Merkezi'nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yetkin Söyüncü, skolyoz hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Yetkin Söyüncü, skolyoz hastalarının yüzde 80'den fazlasında belirgin bir sebep bulunmadığını söyledi. Hastalığın sıklıkla 10-15 yaş arası kız çocuklarında görüldüğünü belirten Yetkin Söyüncü, "Bu tür vakalar ve bu durumdaki hastalığa 'idiyopatik skolyoz' yani 'sebebi belli olmayan skolyoz' denilmektedir. İdiyopatik skolyozda genetik yatkınlık söz konusu olabilir. Yapılan araştırmalarda, skolyozdan sorumlu tek bir genin henüz bildirilmediğinin altı çizilmektedir" dedi.

 

SPOR SKOLYOZA NEDEN OLMAZ

Bu şekilde bir hastalıkla dünyaya gelen veya doğduktan sonra tanı alan çocukların skolyoz açısından araştırılması gerektiğini aktaran Söyüncü, "Skolyoz, ağır kitap ve çanta taşımaktan, sportif faaliyetlerde bulunmaktan, uyuma/ayakta duruş pozisyonlarından, kalsiyum alımının yetersizliğinden veya hafif alt ekstremite uzunluk eşitsizliklerinden kaynaklanan bir sağlık sorunu değildir. Ancak erken yaşta ve yoğun olarak bale ve jimnastik yapan çocuklarda skolyozun biraz daha fazla görüldüğüne dair bazı yayınlar bulunmaktadır. Bunun yanında, skolyoz yanlış yapılan hareketler nedeniyle de ortaya çıkmaz ve oluşmasını engellemek de söz konusu değildir" diye konuştu.

 

KÜÇÜK EĞRİLİKLER GÖZDEN KAÇABİLİR

Dikkatli bir şekilde sırt muayenesi yapıldığında skolyoz tanısının rahatlıkla konulabileceğini belirten Söyüncü, "Ancak muayene sırasında skolyoz araştırılmıyorsa küçük eğrilikler gözden kaçabilir. Kıyafetler çocuğun üzerinde asimetrik şekilde durabilir. Örneğin pantolonun bir bacağı daha uzun olabilir ya da etek belde dengeli durmayabilir. Bir kürek kemiği daha yukarıda olabilir. Anne ve babalar ya da çocuğun arkadaşları ile öğretmenleri çoğu zaman bu eğrilikleri fark edebilir" dedi.

 

MUAYENE ESNASINDA SKOLYOZ ANLAŞILABİLİYOR

Skolyoz olup olmadığının hastanın sırt muayenesinde belirlendiğini kaydeden Söyüncü, şöyle konuştu:"Muayene, hastanın kolları yanda ayakta durur pozisyonda yapılır. Omurganın eğriliklerine, omuz yükseklik farkına, bel çizgisi asimetrisine, bir kalçanın diğerine göre daha yüksek olup olmadığına veya herhangi bir gövde kayması görülüp görülmediğine bakılır. Hasta öne eğildiğinde sırt için kaburgada çıkıntı, bel için böğürde çıkıntı aranarak rotasyonel açıdan skolyoz değerlendirilir. Uzman doktor tarafından yapılan muayene ve röntgen incelemeleri, gerekirse MR görüntülemesi sonrasında omurgadaki eğriliğin derecesi ve beraberinde eşlik eden başka omurga ve omurilik problemlerinin olup olmadığı saptanarak, hasta uygun bir tedavi planına dahil edilir."

 

SKOLYOZ TEDAVİSİ 3 AŞAMADAN OLUŞUR

Yetkin Söyüncü, "Başarılı bir tedavi için hastalığın erken tedavisi önemlidir. Skolyoz tanısı konulmuş çocuklarda tedavi seçenekleri başlıca gözlem, korse kullanma ve ameliyat şeklinde gerçekleşir. Skolyoz tanısı konulmuş hastaların takibi ihmal edilmemelidir. Adolesan skolyozlu hastalarda büyüme esnasında düşük açılı ölçümleri olan eğiklikler ve büyüme durduktan sonra orta açılı ölçümleri olan eğiklikler (40-45 derece) ile erişkinlerde, hafif semptomları olan ve büyük eğiklikleri olmayan hastalar için gözlem ve fizik tedavi uygundur" dedi.

Şöyüncü şöyle devam etti:"Cerrahi tedavi, genellikle 50 dereceden büyük olan eğriliklerde adolesan ve erişkin hastalar için uygundur. Daha düşük açılarda cerrahi, hastanın eğikliğin görünüşünden rahatsızsa veya erişkin hastada belirtiler skolyoz ile ilişkiliyse uygulanabilir. Cerrahi tedavide amaç eğriliğin düzeltilmesi ve eğri ilerlemesinin önlenmesidir. Bu genellikle omurga üzerine yerleştirilen implantlara bağlanan metal çubuklar ile sağlanır. Omurgadaki şekil bozukluğu, eğriliğin derecesi miktarınca kaburgalar ve göğüs kafesinin şeklini etkilediği gibi göğüs kafesi hacmini de daraltabilir. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda göğüs kafesi hacminin ileri derecede daralması akciğerlerin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu durum solunum yetersizliğine neden olabilir ve nadiren de olsa yaşamsal fonksiyonları tehdit eder. Bu sebeple tedavi gerektiren durumlarda skolyoz tedavisinin uygulanmaması veya ertelenmesi hayati açıdan risk arz edebilecek sonuçlar doğurabilir. Manipulasyon, elektrik stimülasyonu, besinlerle destek tedavisi veya skolyoz için spesifik olmayan egzersiz tedavilerinin, hastalığın ilerlemesini durdurmaya faydası olduğuna dair bilimsel kanıtlar yeterli değildir." DHA

 

 

Editör: Haber Merkezi