Gazetemizin 6 Kasım 2020 Cuma günü yayınlanan nüshasında,
‘Serik’in adı Yine Yok’ başlıklı bir köşe yazısı yazmıştık.
‘Coğrafi işaretli ürünlerde, Antalya’da 7’si alınmış, 12’si
de başvuru halinde toplam 19 ürün var. Bu ürünler Antalya merkez (5 ilçe) ile
Gazipaşa’dan Finike’ye Manavgat’tan Korkuteli’ne dağılıyor. Serik’ten yine bir
şey yok… Serik’in adı yine yok… Serik’te hiçbir şey yok mu?’ Şeklinde başlayan
giriş ile kaleme aldığımız yazımızda birçok konuda uzun yıllardır geri planda
kalan Serik ilçesinin coğrafi işaretli ürün olarak nitelenen; geleneksel, bu
yöreye ait ya da sembol olabilecek bir ürünün neden olmadığını, neden bu konuda
başvuru olmadığını eleştirmiştik.
Kendi eleştirilerimize kendimiz cevap veriyoruz…
Köşe yazımızın üzerinden geçen süreçte bu konu hakkında
henüz bir öneri, bir girişim gelmediği için biz yine kendi eleştirilerimize,
kendi sorularımıza kendimiz cevap bulmak için araştırmamızı yaptık.
Coğrafi işaretli ürünler konusunda Serik’ hangi ürün temsil
edebilir diye kendi çapımızda, kendimize göre yapabildiğimiz araştırmada ilk
olarak, ‘Serik bıçağı hep gündemde bu olabilir’ dedik.
Ama bundan çok daha önemli olduğunu düşündüğümüz bir ürüne,
hatta Serik’te ileriki yıllarda festivale, tarım fuarına, ilçenin sembol
markasına adını verebilecek bir ürünü olduğunu öğrendik. Bu şekilde ‘ZİNGİT’e ulaştık.
ZİNGİT’ Nedir?
Bilmeyenler için zingit nedir derseniz? Zingit endemik bir
ürün olan Serik Armudu’na verilen isimmiş. Bilimsel adının ‘Pyrus serikensis’ olduğunu
öğrendiğimiz ve Serik’ten başka hiçbir yerde yetişmeyen bir meyveymiş. Serik
Kaymakamlığı’nda yer alan bilgiye göre Serik'te kendi adıyla ‘Serik Armudu’
olarak anılan bu bitki ile ilgili üniversitede tez bile yazılmış.
Zingit yani Serik Armudu ile ilgili Isparta Süleyman Demirel
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde ‘Serik Armudu’nun bazı morfolojik
özellikleri ile yaprak uçucu bileşenlerinin belirlenmesi’ başlıklı tezde Serik
armudu incelenmiş.
‘Neden’le başlayan sorular…
Üniversite tezlerine konu olan Serik’ten başka hiçbir
dünyanın hiçbir yerinde yetişmeyen bir ürüne sahip olan Serik ve Serikliler
bugüne kadar neden bu ürünün coğrafi tescil için başvurmamışlar? Ya da neden bu
ürünle ilgili; bir tanıtım bir festival, bir fuar, bir etkinlik düzenlenmemiş?
Neden bu bitkiyi Serik’in Türkiye'de ve dünyaca tanınmasını için böyle bir
imkanı kimse kullanmamış? Neden hala
kullanmıyoruz?
Bunun cevabı bende yok…
Ben bilmiyorum. Bunun cevabı bende yok ki bu da bizim
kusurumuz belki. Ama geçmişten bugüne Serik’i yönetenler, Serik ile ilgili sözü
olanlar, siyasiler, resmi kurum görevlileri, sivil toplum kurumları, kamuoyu
vb. kim varsa bunun cevabını verebilmeli.
İnternet tabanlı bir araştırma yaptığınız zaman Serik Armudu
ile ilgili haberlere ulaşabiliyoruz. Örneğin 2011 yılında yapılan bir haberde
Kuşlar Köyü’nde bu anlamda bir ekiliş yapılmış. Haberde, Akdeniz Üniversitesi
biyoloji bölümü üyesi Profesör Doktor Mustafa Gökçeoğlu bu bitkinin yanlı desek
de yetişen bir meyve olduğunu belirterek koruma altına alındığını belirtmiş.
Haber şöyle devam ediyor, “Serik Armudu'nun mimarlarından
olan İstanbul Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Adil Güner de,
şunları kaydetti: 'Serik Armudu'nu yeniden yaşatmak için İstanbul'da bir
çalışma yaptım. Bu çalışmaların ardından yetiştirdiğimiz fidanların ekimini
geçtiğimiz yıl Serik'te gerçekleştirdik. Şimdi de bir yıl sonra ekmiş olduğumuz
Serik Armudu'nun incelemesini yaptık. Amacımız yok olan Serik Armudu'nu yeniden
Serik ve çevresinde yaşatmak. Bu fidanlar büyüdüğü zaman 10 metreye kadar
uzunluğu, 60 santimetreye kadar gövdesi, mart ayında çiçek vermeye başlar eylül
ve ekim ayında da meyve vermeye başlar.'”
TÜBİTAK Bilim ve Teknik’te de Serik Armudu’nu konu eden bir
yayın yapılmış. TÜBİTAK’ın yayında Serik Armudu ‘Gurnut’ olarak
isimlendiriliyor.
Bir Marka Oluşturmak…
Naçizane bizim görüşümüz bir an önce Serik Armudu konusunda
bir çalışma yapılması. Bu Serik’e özel ürünün ülkemize ve dünyaya tanıtılması
bunun bahçelerinin oluşturulması var olan olanların düzenlenmesi gibi
çalışmalar yapılması gerekmekte.
Bahse konu ürün Serik’te çoğaltılabilir, tarımsal ve ticari
olarak devam edebilir. Ancak benim asıl derdim Serik’in sembol bir marka ya
sahip olması.
Düşünebiliyor musunuz? Dünyada başka yerde yetişmeyen tek
bir ürüne sahipsiniz ve bölgenizde yılda milyonlarca yerli yabancı turist
ağlıyorsunuz ama Serik’i tanıtamıyorsunuz.
Ama böyle sene muhteşem bir imkanı kullanamıyorsunuz,
kullanamıyoruz. Başka ilçelerde başka illerde ya da dünyanın başka
ülkelerindeki kasabalarda böyle bir endemik ürün olsa onlar neler yaparlardı?
Haber: Osman Türkçe
