RAMAZAN ayının gelmesiyle birlikte öğün sayısının düşmesi ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle beslenmeyle ilgili uyarılarda bulunan Diyetisyen İzan Işık, "Günün oruç tutulmayan bölümünde en az iki öğün yapmak gerekiyor" dedi.

Ramazan ayında oruç tutan bireylerin gün içerisindeki öğün saatleri ve sayısının değiştiğini söyleyen Termessos Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Diyetisyen İzan Işık, "Bu durum doğru yönetilemez, kişiler yetersiz ve dengesiz bir beslenme modelini takip ederlerse sağlık sorunlarına açık hale gelebilirler. Bu nedenle oruç tutarken birincil hedef iftar saatini beklemek değil; sahur, iftar ve iftar sonrası öğünlerin içeriğini besleyici biçimde planlamak olmalıdır" diyerek uyardı.

SAHUR ÖĞÜNÜNÜ ATLAMAMAK GEREK

Ramazanda yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az iki öğün yapmak gerektiğinin altını çizen Diyetisyen İzan Işık, "Sahur öğününün atlanması ve sadece su içilmesi yanlıştır. Sahur öğününde yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi protein kaynakları, tam tahıllı ekmek ve posa alımını sağlamak amacıyla da mevsim yeşillikleri ve taze meyve tüketilebilir. Kahvaltı tercih edilmiyorsa; peynirli kurubaklagil salataları, yoğurt, tam tahıllı ekmek veya haşlanmış etli, tavuklu sebze salataları, ayran, tam tahıllı ekmek gibi alternatif menüler oluşturulabilir" dedi.

İFTAR ÖĞÜNÜ YARIM SAATE YAYILABİLİR

İftar öğününde sağlıklı tabak modeline uygun olacak şekilde et, tavuk veya balıktan herhangi birisinin yanında sebze yemekleri, tam tahıl kaynakları ve yoğurdun tercih edilebileceğini belirten Diyetisyen Işık, "İftarda fazla miktarda besin alımını önlemek için yemeğe başlangıç olarak çorbalar tercih edilebilir ancak iftar öğününde yiyecekler iyi çiğnenmiş biçimde tüketilmelidir. Doygunluğun sağlandığını hissetmek ve sonrasında şişkinlik yaşamamak adına iftar öğünü yarım saate yayılabilir" diye konuştu.

YETERLİ SU TÜKETİMİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİ

İftardan sonra porsiyon ölçüsüne dikkat edilerek taze ve kuru meyveler, çiğ kuruyemişler, leblebi, süt, yoğurt, kefir gibi seçeneklerle bir ara öğünün daha yapılabileceğini belirten Diyetisyen Işık, "Besin alımının saatle sınırlı olması sebebiyle yeterli su tüketimine özen gösterilmelidir. Yemekler hazırlanırken, pişirme yöntemlerine dikkat edilmesi gerekir. Kızartma ve kavurma yerine fırınlama, buharda ya da tencerede pişirme yöntemleri kullanılmalı; iftardan sonra tatlı tüketimi haftada 1-2'yle sınırlandırılmalıdır" dedi.

"KRONİK HASTALIĞI OLANLAR HEKİM VE DİYETİSYEN DESTEĞİ ALMALI"

İftar sonrası hafif yürüyüşler yapılarak sürecin desteklenebileceğini belirten Diyetisyen İzan Işık kronik hastalığı olan kişilerin yanı sıra düzenli ilaç kullananların da doktor ve diyetisyen kontrolü altında oruç tutması gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Saydığımız tüm bu önerilerin herhangi bir hastalığa özgü beslenmesi gerekmeyen, sağlıklı bireyler için olduğunu belirtmek isterim. Kronik hastalığı bulunan ya da düzenli ilaç kullanımı olan kişilerin bu konuda doktor ve diyetisyen desteği alması gerektiği unutulmamalıdır." DHA

Editör: Haber Merkezi