AKCİĞER Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından
15-18 Mart tarihleri arasında Antalya'da gerçekleştirilen 'Ulusal Akciğer
Sağlığı Kongresi' basın toplantısında konuşan ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi ve
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, deprem
bölgesinde yaşanabilecek akciğer hastalıklarına dikkat çekerek, vatandaşlar
açısından solunum yolu enfeksiyonları, enkaz bölgesinde çalışanlar açısından
ise toz ve asbeste maruziyet risklerine dikkat çekti. Prof. Dr. Özlü, özellikle
yaşlı ve kronik hastalığı olanların enkaz kaldırma çalışmalarının yürütüldüğü
alanlarda bulunmaması ve çalışanların ise iş tulumu ve maskelerle toza
maruziyetten sakınması gerektiğini kaydetti.
Bu yıl 8'incisi düzenlenen Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi'nde
büyük afet sonrası yaşanabilecek akciğer hastalıkları riskleri de masaya
yatırıldı. Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından Antalya'da
gerçekleştirilen 'Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi 2023 (UASK 2033)', 15-18 Mart
2023 tarihleri arasında Antalya'da gerçekleştiriliyor. Kongrenin ikinci günü
düzenlenen basın toplantısına katılan UASK 2023 Kongre Başkanı Prof. Dr. Nuri
Tutar, ASYOD Başkanı Prof. Dr. Ahmet Emin Erbaycu, Bilimsel Komite Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Bayram, ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ve
Prof. Dr. Akın Kaya, ASYOD Denetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhammed Emin
Akkoyunlu ve Kongre Basın İlişkileri Sorumlusu Doç. Dr. Derya Yenibertiz;
bilimsel içeriklerin yanı sıra 13 ilimizi etkileyen büyük depremler sonrası
toplum sağlığı açısından oluşabilecek akciğer hastalıklarıyla ilgili riskleri
değerlendirdi.
'BÖLGEDEKİ TOZ TÜRLERNE GÖRE HASTALIK RİSKLERİ FARKLI'
ASYOD Başkanı Prof. Dr. Nuri Tutar, farklı ülkelerden toplam
13 yabancı konuşmacı, 262 yerli konuşmacı ile kongrede bilimsel paylaşımların
gerçekleştirildiğini kaydetti. UASK 2023 Kongre Başkanı Ahmet Emin Erbaycu ise
bu yıl kongre programına, deprem sonrası dönemde karşılaşılabilecek akciğer
problemlerinin konuşulacağı bir oturum da eklediklerini kaydederek bölgede
yaşanabilecek toz maruziyetleri sonrası akciğer hastalıklarına dikkat çekti.
Prof. Dr. Erbaycu, bölgede enkaz çalışmalarının olduğu alanlarda organik ve
inorganik tozların akciğer hastalıkları açısından risklerine değinerek
"Organik tozlara bağlı olarak bakteriler, mantarlara bağlı hipersensivite
pnömonisi(akciğerde hassasiyete bağlı zatürre) dediğimiz bir tabloya yol
açıyor. Normalde meslek hastalığı bu. Diğer taraftan inorganik tozlar var.
Kumun ya da yer kabuğunun ana maddesi olan silikanın solunması, akciğerde
birikmesi ile oluşan silikozis hastalığına neden olabiliyor. Hedefimiz bunlara
karşı korunma önlemlerine dikkat çekmek" dedi.
'HASTANELER YIKILDI, RADYOAKTİF ATIKLAR DAHİ ORTAYA
ÇIKABİLİR'
ASYOD Denetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu
ise bu yıkımda sadece evlerin değil, aynı zamanda işletmelerin, hastanelerin de
yıkıldığına dikkat çekerek "Tavan aralarında kalmış olan küflerin açığa
çıkması hatta hastanelerin yıkımına bağlı radyoaktif atıkların ortaya çıkma
olasılığı oldukça yüksek. Bunları yaptığı etkilere ve etki zamanına göre
ayırmak belki bilimsel açıdan çok daha önemli. Akut yani erken dönemde en çok
üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilecek etmenler var. Astım, KOAH,
gibi kronik bir solunum yolu hastalığı söz konusu ise bunların alevlenmesine
neden olabiliyor. Uzun dönem etkiler arasında ise silikozis riski var.
Enfeksiyonların oluşturduğu kronik sonuçlar da söz konusu. Yine asbestin
kansere kadar giden uzun dönem etkileri söz konusu. Özellikle deprem bölgesinde
inşaat faaliyetlerinin devam ettiği alanlarda sivil vatandaşların bulunmaması
gerekiyor. Çadır kentler ile konteyner kentlerin de daha uzak mesafelerde
kurulması gerekiyor" diye konuştu.
'VATANDAŞLARIMIZ YARA YERİ ENFEKSİYONLARINI ÖNEMSEMİYOR'
ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, deprem bölgesinde yaşanabilecek
enfeksiyonlar içerisinde en çok damlacık yoluyla bulaşan hastalıklar ve yara
enfeksiyonlarının önemli olduğuna işaret ederek şu uyarılarda bulundu:
"Deprem, pek çok enfeksiyon hastalığının bulaşması, yayılması için çok
elverişli koşulları maalesef oluşturuyor. Çünkü deprem olduğunda
enfeksiyonlardan sizi koruyacak olan mekanizmaların hepsini bir anda
kaybedebiliyorsunuz. Solunum yolu enfeksiyonları, su ve gıdalarla bulaşan
enfeksiyonlar, yara yeri enfeksiyonları, grip, soğuk algınlığı, kovid, kızamık,
kabakulak, bunlar çok bulaşıcı hastalıklar. Bu bölgede bu tür enfeksiyonların
riski gerçekten artmış durumda. Maalesef deprem bölgesinde herkes bir şekilde
az ya da çok yaralanıyor. Yardım ederken, enkaz kaldırırken, eşya taşırken vs.
Genellikle de bunları çok önemsemiyor insanlarımız. Basit bir kesik, çizik
diye. Ama tetanos riski var. O nedenle bu kişilerin mutlaka o bölgedeki sağlık
kuruluşuna başvurarak yara bakımını yaptırması ve gerekiyorsa tetanos aşılarını
da olması gerekiyor. Ya da antibiyotik tedavisi, yara debridmanı gibi cerrahi
müdahalenin yapılması gerekiyor"
'TEK BİR MARUZİYETTE DAHİ AKCİEĞERE YERLEŞEBİLİYOR'
Prof. Dr. Özlü, organik ya da inorganik tozlara bağlı olarak
akciğerde gelişebilecek hastalıklarda sivil vatandaşlar veya enkazda çalışanlar
arasındaki riskleri de değerlendirdi ve şu bilgileri verdi: "Yoğun olarak
o enkazı kaldıran, yükleyen, ayrışmasını sağlayan ekipler risk altında.
Çalışanların yakınları için de bir risk söz konusu. Çünkü yaşadıkları yere
gittiklerinde kıyafetleriyle beraber o tozları evdekilere taşıyabiliyorlar. O
yüzden de koruyucu iş tulumları, maske ve bone gibi koruyucu önlemlerin bu
çalışanlarda alınması çok önemli. Ayrıca kronik hastalığı olanların bu işlerde
görev almaması gerekiyor; gönüllü ya da resmi olarak fark etmez, bu tür işlerde
çalışmamalarına dikkat etmek gerekiyor. Bir diğer konu da organik tozlar, yani
mantar gibi enfeksiyonlara sebep olabilen değişik bazı etkenler var. Bunlar tek
bir maruziyette dahi akciğere yerleşebiliyor. Özellikle kişi bağışıklığı
baskılanmış ise, ileri yaşta ise, altta yatan başka kronik hastalıkları varsa,
bu açıdan çok büyük risk altında. Bu etki kalıcı hale de gelebiliyor, diğer
hastalıklarının üzerine akciğerde de. Elbette bunların tedavileri var ama uzun
sürebiliyor tedaviler ya da kronikleşebiliyor. Bu hastalıklar kanamalara sebep
olabiliyor vs. Onun için sivil vatandaşlarımız ne olur bu enkaz temizleme
çalışmalarının yanında mümkün olduğunca bulunmasın. Rastlantısal olarak o
bölgeden geçerken vs toz soluduğunuz için hemen akciğerimde bir hastalık
oluşacak mı diye paniğe de gerek yok elbette. Bağışıklık sistemi güçlü olan
kişilerde anlık bu tür toza maruziyetlerde, vücut bununla savaşıp hastalık
oluşmasını engelleyebiliyor çünkü." DHA