KARADENİZ Yayıncılık Düzenleyici Otoriteler Platformu (BRAF)
Genel Sekreteri Deniz Güçer, "Dezenformasyon, artık ülkelerin milli
güvenlik meselesi haline geldi. Hatta ve hatta bunu da aşarak küresel bir
güvenlik sorununa dönüştü. Ortak amacımız yalanın, dezenformasyonun her
türlüsünü bertaraf etmek olmalı" dedi.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'ne (KEİ) üye ülkelerin
katılımıyla kurulan BRAF'ın bu sene 10'uncusu gerçekleştirilen yıllık
toplantısı, Antalya Belek turizm merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) organizasyonunda BRAF'ın 10. Yıllık
Toplantısı ve 'Uluslararası Dezenformasyon ve Dijital Medya Okuryazarlığı
Çalıştayı'na Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Moldova, Romanya,
Sırbistan ve Yunanistan'dan temsilciler katılıyor. Çalıştayda BRAF üyelerinin
dışında Malezya, Karadağ, KKTC, Kosova, Kuzey Makedonya'dan yetkililer yer
aldı.
'DEZENFORMASYONUN BAŞ KAYNAĞI YA DA EN ÖNEMLİ ARACI MEDYA'
Çalıştayın açılışında konuşan BRAF Genel Sekreteri Deniz
Güçer, dezenformasyon kelimesinin sözlüklerde en yalın tanımıyla 'bilgi
çarpıtma' olarak geçtiğini dile getirdi. Güçer, "Çağımızda kavram fazlaca
ön plana çıkmış, olumsuz ve yıkıcı etkileri nedeniyle de tartışılması elzem
hale gelmiştir. Dezenformasyonun baş kaynağı ya da en önemli aracı ise maalesef
medyadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak biz, sorumluluk alanımız olan
görsel ve işitsel medyada dezenformasyon konusuna dikkatle ve titizlikle
yaklaşıyoruz" diye konuştu.
Medya mecralarının çeşitlenmesi ve dijitalleşmesiyle
yalanın, üretilmiş haberlerin, dezenformasyonun ve mezenformasyonun (bilginin
doğru olup olmadığı bilinmeden, düşünmeden paylaşılan bilgi) hızla yayıldığına
dikkati çeken Güçer, şunları söyledi: "Yalanın yayılma hızının gerçek
bilginin dolaşımından katbekat fazla olduğu da bir gerçek. Dezenformasyon artık
ülkelerin milli güvenlik meselesi haline geldi. Hatta ve hatta bunu da aşarak
küresel bir güvenlik sorununa dönüştü. Ortak amacımız yalanın, dezenformasyonun
her türlüsünü bertaraf etmek olmalı. Bunu hiç kimse ya da hiçbir kurum tek
başına yapamaz. Dezenformasyonla mücadele resmi kurumlar, teknoloji şirketleri,
sivil toplum örgütleri, bilim insanları, medya kurumları ve gazetecilerin bir
araya gelmesiyle, ortak bir akılla ancak mümkün olabilir. Uluslararası iş
birliğiyle dezenformasyonla ortak mücadele edersek kazanırız."
Kişilerin dijital okuryazarlık seviyelerinin yükseltilmesi
için birlikte çalışma yapılmasının önemine değinen Güçer, RTÜK olarak medya
okuryazarlığını dijital okuryazarlığa çevirdiklerini ve toplumlara yeni medya
okuryazarlığı becerisinin kazandırılması gerektiğini vurguladı.
KEİ Daimi Sekreteryası İdari Yetkilisi Alexei Nistrean ise
bilgi, iletişim ve teknoloji alanında yapılan çalışmaları anlattı.
Dezenformasyonun nefretin yayılması ve şiddete neden olduğunu kaydeden Alexei
Nistrean, ülkeler arasında yayılan bilginin milyonlarca insana ulaştığını,
insanlar üzerinde, davranışlarında büyük etkiye yol açtığını söyledi.
Çalıştayda Yunanistan'ın kurul üyesi (NCRTV) Prof. Georgios
Pleios, RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanı Deniz Güler,
Sırbistan'dan (REM) Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Jelena Kolo Jovanoviç,
RTÜK Üst Kurul Uzmanı Melike Yiğit Bakır görüşlerini aktardı.
Çalıştayın ikinci oturumunda 'Dezenformasyon ve Dijital
Medya Okuryazarlığı' konusu ele alındı. Oturumun açılışında KEİ Genel Sekreter
Birinci Yardımcısı Büyükelçi Merve Safa Kavakcı, ülkelerin yayıncı otorite
temsilcilerine hitap etti. (DHA)
