'Hastalıktan öldü yazsanız yeterli' Bu cümle Akkök Grubu Yönetim Kurulu Üyelerinden Ayça Dinçkök'e ait. Vefat eden annesi Neyran Gençaslan'ın cenazesinde, ölüm sebebini soran gazetecilere verdiği cevap. Elbet yeterli' hastalık , ölüm sebebi olmaya. Fakat ölüm sebebi intihar şüphesi barındırıyorsa, yeterli' kelimesinden dahi nem kapılıyor. Zira evlat Ayça Dinçkök gazeteye; ' Annem hiçbir zaman istediği mutluluğu bulamadığı bu hayatından vazgeçti.' diye ilan verdi.
Vazgeçmek: Yazılışı kolay, okunuşu iç burukluğu, yaşamasıysa acı son.
Binlerce insan sonun kıyısında. Adım atsa, bir sonraki yer. Kalışı; vazgeçmesine karşı duruşu. Bu duruş duruş da değil ya, kötünün iyisi.
Neler tutuyor bilemeyiz vazgeçenler kalplerinde. Sorsak bir cevap da alacağımız belirsiz. Bunca belirsizliğinin içinde, sorulara cevap veremeyeceği belli asıl. Sorulacak sorulara cevap verebilseydi, hayatında takılı kalmış belirsizliklere birer birer çözüm bulabilirdi.
Kolay değil, vazgeçmeyi seçmiş birinin tam aksi istikamete dönmesi. Bir defa bu dönüş, sallar bünyeyi de ruhu da. Hiç kolay değil, o sürüklenmiş mevcudatını, yerli yerine getirmeye.
İstenilen mutluluk, varılması gereken yer midir? Vazgeçmek için; mutluluğun bir çeşidini arzulamak, o arzuya ulaşamamak sebep midir? Kimileri için sebepse, bir aksilik var. Aksilik olduğu da ölümle sonuçlanmasıyla aşikar ya! Hem ölmeye de gerek yok, mezar taşını yüzünde taşıyan yürüyenler' varken. Sorgusu yürürken başlamış, binlerce insanın.
Kolayı var: Var da uyması kolay mı işte onun cevabı zor. Kolay olan şu ki; mutluluk aradığımız yerde değil. Olmayan yerde aramak beyhudelik. Onu sobeleyemedikçe , kör-ebeyiz. Aradığımız yerde sürekli aramak oyunu uzatmaktan başka işe yaramıyor. Üstelik az sonra akşam ezanı okunacak, vakit bitecek, annelerimizin çağrı sesleri oyunumuzun bitiş düdüğü olacak. Öyleyse onu sonsuz bir varlığın kucağında aramalıyız. Bitmeyen vakitlerin yurdunda. Bulanlar, orada olduğuna yemin ediyorlar. Oraya nerelerden mi gidilirmiş. Vazgeçmemizin sebeplerinden. O civardaki; hüzün, acı, katmerli keder, gözyaşı, sıkıntılar vb., yolun kasisleri.
Mutluluğu bir defa yanlış yerde aramaya kalktığımızda kalp çatırdıyor. Israr ettikçe başka yollarda kanatmaya; kırılıyor, parça parça oluyor. Küsüyor sonra sahibine beni vatansız koydun diye diye. Barışmıyor sahibinden uzaktaki kalp, emanetçisiyle. Bir defa kırıldı mı, vazgeçişler başlıyor. Dostlarını, aileni, çevreni, gülümsemeni,ışığını, umutlarını, hayallerini bırakıyorsun. Kendini de. Vazgeçişlerin dolu dolu oluyor. Vazgeçtiğin hiçbir şey kalmayınca, kendin de kalmıyorsun geriye. Ve vazgeçiyorsun nefesinden.
Vazgeçmeli;
Kalbimizi vatansız koymaktan, onu incitip durmaktan, boş hislerle uğraştırmaktan, geçici heyecanlarla yormaktan, yalanlarla lekelemekten, beklenilenlerin de geçtiği zamana kapılmaktan, gerçekleştiğinde biten hayallerden, zamanaşımına uğramış umutlardan:
Ve,
Vazgeçmemeli kendinden: