Manavgat ilçesine bağlı Taşağıl beldesine bağlı 11 köyün sakinleri, Beşkonak Köprülü Kanyon'da 'suyumuzu vermeyiz' eylemi yaptı.
Köylüler, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Köprülü Kanyon'da akan suyun Serik ilçesi ile Karadayı, Kadriye, Belkıs, Çandır, Boğazkent, Yukarıkocayatak ve Belek beldelerine verilmesine karşı çıktı. Tarihi köprü avlusunda toplanarak 'suyumuzu vermeyiz' diye bağıran köylüler, Köprülü Kanyon'dan su alınması halinde rafting yapılamayacağını, turizme balta vurulacağını savundu.
Su eyleminde köylüler adına konuşan Köprülü Kanyon Hizmet Birliği (KANRAFBİR) Başkanı Mehmet Aydın, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Serik ve 8 belde belediyesinin içme suyunun temini için bölgeden su alınmasıyla 18 kilometrelik Köprülü Kanyon'da rafting için elverişli su debisinin düştüğünü ifade etti. Aydın, "İçme suyu projesiyle birlikte çaydaki suy tamamen azalarak, rafting yaparken botlar çakıllara sürter hale gelecek." diyerek endişesini dilet getirdi.
Rafting denilince ilk akla gelen yerlerden birinin Beşkonak Köprülü Kanyonu olduğunu belirten Aydın, ülkenin tanıtımına büyük katkı sağlayan bu bölgeyi etkisizleştirmeye kimsenin hakkının olmadığını kaydetti. Aydın, şöyle devam etti: "Biz içme suyu için bölgemizden su alınmasın demiyoruz. Su alınsın ama 18 kilometrelik rafting parkur alanı dışından alınsın. Siz suyun kaynağından su alırsanız bölgede rafting sporu yapımı sona erer. Bölgemize yıllık 37 ülkeden 700 bin turist rafting yapmaya geliyor. Biz suyun gözünden alınmasına karşıyız. Parkur dışından alınmasında hiç bir sorun yok."
Karabük köyü muhtarı Muhittin Toşur da Beşkonak bölgesindeki 11 köyün birinci dereceden geçim kaynağının su sporları ve rafting olduğunu hatırlatarak, "Bölgeden içme suyu temini için su alımına karşı değiliz. Ancak suyun 18 kilometrelik rafting parkuru dışından alınmasını istiyoruz. Çevre ve Orman Bakanlığı 70 milyon lira maliyetli içme suyu projesini yeniden gözden geçirmeli." diye konuştu.
Altınkaya (Zerk) köyü muhtarı Yaşar Bahar ise bölgenin Köprülü Kanyon Milli Park sınırları alanı içinde olduğunu ve birinci dereceden sit alanı olduğunu hatırlattı. Bölgede içme suyu teminine yönelik suyun kaynağından su alınmasıyla birlikte ekolojik dengenin bozulacağını vurgulayan Bahar, "10 bin insan buradan ekmek yiyor. 11 köy gelirinin yüzde 90'ını, su sporları için ürettiği ürünü turiste satarak sağlıyor." dedi.
