Nüfus artışının en hızlı yaşandığı kentlerden biri olan Antalya, açılan soruşturma ve adli iş yükü bakımından Türkiye'de dördüncü il olma özelliğini taşıyor.
İcra işlemleri ve takibinde 361 bini aşan rakamlara ulaşılan Antalya Adliyesi'nde, 85 bin 152 savcılık soruşturma dosyası da geçen yıldan bu yıla devretti.
Edinilen bilgiye göre, tüm illerde her yıl ocak ayında yapılan devirlerle ortaya çıkan adliyelerdeki adli işlemlerin rakamsal boyutu ve yargının iş yükü, iller bazında da ilginç veriler ortaya koyuyor.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) verileriyle ortaya çıkan adliyelerdeki iş yükünde, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı devirlerle 2009 yılında toplam 422 bin 599 soruşturma dosyasını ele alırken, 255 bin devirle 2010 yılına yine büyük bir iş yüküyle girdi.
UYAP, Türkiye'de en fazla adli işlem yükünü taşıyan ikinci adresin de 2009'da toplam 350 bin 293 soruşturma dosyasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu ortaya koyarken, Başsavcılık 187 bin 666 soruşturma dosyasını ise 2010'a devretti.
Türkiye'nin üçüncü büyük kenti İzmir'de de Cumhuriyet Başsavcılığı önceki yıldan devirle 2009'da toplam 350 bin 293 soruşturmayı ele alırken, bu yıla 181 bin 380 soruşturma dosyasını devretti.
Turizm sektörünün başkenti Antalya ise sektörün ve kentin cazibesiyle son yıllarda Türkiye'de en hızlı nüfus artışının kaydedildiği kent olurken, adli soruşturma iş yükünde de İstanbul, Ankara ve İzmir'in ardından Türkiye'nin dördüncü ili oldu.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, 2009'da önceki yıldan 92 bin 697 soruşturma devralırken, 2009'da eklenen 84 bin 20 ile toplam 176 bin 717 soruşturma dosyasını ele aldı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, yüzde 52'lik oranla 2009'da 91 bin 565 soruşturma dosyası hakkında dava açarak ya da takipsizlik kararı verirken, 2010 yılına da 85 bin 152 soruşturma dosyası devretti.
Antalya Adliyesi'nde en fazla işlem yoğunluğu ise icra müdürlüklerinde yaşanıyor. Hizmet veren 14 icra müdürlüğünde 2010 yılına devreden işlem sayısı 361 bin 172'ye ulaştı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, idari para cezasını öngören kabahat suçlarında ise yüzde 100'lük oranla İzmir, Kayseri, Ankara ve Adana'yı geride bırakarak, 2009'da toplam 14 bin 494 işlemin 14 bin 478'ini karara bağladı.
İş Yükü
Antalya Adliye Sarayında hizmet veren 3 ağır ceza, 18 asliye ceza, 8 sulh ceza, 1 çocuk, 8 asliye hukuk, 5 sulh hukuk, 1 kadastro, 1 tüketici, 4 iş, 5 aile, 1 ticaret mahkemesi, 5 icra hukuk hakimliği, 5 icra ceza hakimliği ve 14 icra müdürlüğü ile yüz binlere ulaşan dava dosyası ve adli işlemi ele alınırken, Adalet Bakanlığı, yardımcı adli personeli artırmaya yönelik önemli adımlar da atıyor.
Antalya Cumhuriyet Basavcısı Osman Vuraloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önceki yıllarda en büyük şikayetlerinin personel açığı olduğunu ancak yapılan mevzuat değişikliği ile adliyelerde de sözleşmeli personel alımının gerçekleştirildiğini belirterek, Antalya'da da sözleşmeli zabıt katibi, mübaşir, infaz koruma memuru ve hizmetli çalıştırabilecek duruma geldiklerini söyledi.
Geçen yıl yapılan sınavla Antalya, Kemer ve Korkuteli adliyelerine toplam 92 personel alındığını dile getiren Vuraloğlu, bu yıl da 69 zabıt katibi, 12 mübaşir, 80 infaz koruma memuru ve cezaevlerine aşçı olmak üzere toplam 166 sözleşmeli ve kadrolu personel alınacağını bildirdi.
Vuraloğlu, ''Nüfus artış hızından daha fazla iş yükümüz var. Son yıllarda personel artışıyla rahatladık ancak Antalya Adliyesi'nde hala mübaşir, yazı işleri ve hizmetli kadrolarında kısmı sıkıntı devam ediyor. Adalet Bakanlığı ve HSYK kadrolara standart getirmeye çalışıyor. Bakanlık, standartlara uygun personel alımına yöneldi'' dedi.
Temyiz Sistemi
Türkiye'da yargının ve adliyelerin yoğun iş yükü sorununun sadece personel artışıyla çözülemeyeceğini, yargının hızladırılması ve iş yükünün azaltılması için temyiz sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini belirten Başsavcı Vuraoğlu, şunları söyledi: ''Temyiz sisteminin kötüye kullanılması nedeniyle Yargıtay'ın iş yükü çok fazla. Her karar çok kolay şekilde temyize götürülüyor. Temyize yönelik kararlar da iş yükünün artışı nedeniyle uzun süre sonra alınabiliyor. TBMM'de temyiz sisteminde değişiklik yapılmalı. Hak arama hürriyeti saygı değerdir ve açık olmalıdır ancak bu hakkın bir çok davada somut tespitlere karşın kötüye kullanılması engellenmelidir. İtilafları yerinde çözmek gerekiyor. Yapılabilecek değişiklikle temyiz hakkının harcı da olmalıdır. Yargılama giderleri dişe dokunur hale gelmelidir. Bir itilafın doğmasına ve bunun yargıya götürülmesine sebebiyet veren kişi, bunun bedelini ödemelidir.''




