Gazeteci-Yazar İdris Aydın, Araştırmacı- Yazar Tuncer Günayın son kitabı Bir Sefarad Bilgesi Halil Bezmen kitabı ile ilgili bir söyleşi yaptı.
İdris Aydının, Yazar Tuncer Günay ile söyleşisi şöyle:
İdris Aydın- Merhaba Tuncer Hocam. Korona illeti başladığından beri, sizinle eskisi gibi, haftasonlarında bir araya gelip sohbetler edemiyoruz. Sizi hazır yakalamışken, bize bu hafta çıkan son kitabınızdan bahseder misiniz? Ne yazdınız o kitapta?
Tuncer Günay- Tabi ki. Kitabımda öncelikle Türk Tekstil Sanayiinin başlangıcını ve gelişmesini ele aldım. İstiklâl Harbinin sona ermesinden sonra, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Cumhuriyetin öncü kadroları tarafından başlatılan Millî Sanayi Hamlesi içinde, Dokuma Sanayiine hususi bir yer verdim. Türk Dokuma ya da son yıllarda yerleşen tabiriyle tekstil Sanayiinin en önde gelen sanayicileri, Bezmen ailesidir. Osmanlının son yıllarına doğru, özellikle İspanyadan göç eden ve Salenike yerleşen Yahudi Kökenli dokumacılardan bahsettim. Bezmen Ailesi bunların en önemli grubudur. 1492 yılında İspanyada imzalanan El-Hamra Fermanından sonra tüm Yahudiler İspanya ve Portekizden çıkarıldılar. Bunlar İngiltere, Kuzey Afrika, Hollanda ve Osmanlı topraklarına dağıldılar. Bezmen Ailesinin ataları önce İtalyaya geliyorlar. Burada dokuma imalatı ve ticareti ile uğraşıyorlar. Sonra, ticarî hareketlilik ve bereket var diye Osmanlının İstanbuldan sonra ikinci büyük liman kenti olan Selanike geliyorlar. Osmanlının son yıllarına kadar İngiltere dokuma sanayii gruplarıyla temaslı olarak ip, bez, kumaş, pamuklu ticareti yapıyorlar. Oralarda şubeler açıyorlar. Sonra İstanbula göç ederek Kazlıçeşmede Mensucat Santralın temellerini atıyorlar. Kitabımda Mensucat Santralın yaklaşık 100 yıllık sanayi serüvenini ve Halil Bezmene nasıl çökülerek mahvedildiğini yazdım.
İdris Aydın- Mensucat Santral dediniz Mensucat Santral Nasıl battı? Kitabınızda bunun serüveninden de bahsetmişsiniz.
Tuncer Günay- Mensucat Santral Holding, çok talihsiz bir sanayi grubudur. Grubun son patronu olan Halil Bezmenin yaşadığı feci olaylar ve ona yaşatılan kötülükler, bu ülkede başka hiçbir sanayiciye yaşatılmamıştır. Mensucat Santral, 1929 yılında, Halil Bezmenin baba tarafından dedesi olan Halil Ali Ağa tarafından kurulmuştur. Cumhuriyet yönetiminin sanayicileri destekleme programından yararlanarak, Yahudi ortakları Taranto ve Behar aileleriyle birlikte bu fabrikayı kurdular. Fabrika kurulur kurulmaz birçok talihsizlik yaşadı. Bir yangın geçirerek kurulduğu yıl battı. Fabrikaya yurtdışından makine getirenler, Bezmenlere büyük kazıklar attılar. Modası geçmiş, laçkalaşmış, masraf çıkaran makineleri getirerek vurgun yapmışlardır.
Mensucat Santral batmamıştır İdris Hocam. Mensucat Santral, aileye ve fabrikalara çökülerek batırılmıştır. Mensucat Santralın sahiplerine, sonradan Bezmen soyadını alacak olan Halil Ali Bezmen ve oğlu Fuad Bezmene, 1942 yılında CHP yönetimi, Varlık Vergisi çıkararak çökmüştür. Zamanın en güçlü sanayici ailesi olan Bezmenlere, vergi memurları salınarak fabrika çökertilmiştir. Daha sonraki yıllarda, özellikle Fuad Bezmenin gayretleriyle fabrika ayağa kalkmış ve Türk Tekstil Sanayiinin en büyük lokomotifi ve lideri olmuştur. 1975 yılında, fabrikanın başına Fuad Bezmenin İsviçrede ortaokul, lise ve mühendislik okuyan oğlu Halil Bezmen geçmiştir. Halil Bezmen fabrikanın başına geçtiğinde, fabrika yenilmeyen ve geri kalan teknoloji yüzünden piyasadaki liderliğini başka gruplara kaptırmış, modern teknolojiyi yakalayan veya getiren rakip firmalar, piyasada Bezmenlerin hakimiyetini sona erdirmişlerdir. Özellikle Adana ve Bursada dişli rakip firmalar çıkmıştır.
1978-79 ve 1980 yılları, Mensucat Santral için çok zor geçmiştir. Çünkü fabrikalarda faaliyet gösteren aşırı sol ve yıkıcı örgüt ve sendikalar, üretim araçlarını ve mesai ortamını ele geçirmişler, üretimi düşürmüşler, grevler yaparak fabrikaları çalışamaz hale getirmişlerdir. Bu süreç Mensucat Santralın çökmesinde en önemli merhaledir. Daha sonra 12 Eylül cuntacıları Bezmenlere çöküyorlar. Sahte ihbarlarla, maliye memurlarını şirkete çullandırıyorlar. Bezmenler günlerce gözaltında kalıyor. Tüm bunlar ailenin itibarına ve fabrikaların işleyişine ve ticaret gücüne çok ağır zararlar veriyor.
1990larda Bezmenlerin Rabak, Koruma ve Sanko adlı gruplarına göz diken yağmacı, talancı çıkar grupları, bazı medya patronları, bazı siyasetçiler ve onların ortak oldukları bankalar, borçları bahane ederek, ödeme zamanı gelmeyen borçlar üzerinden Mensucat Santrala çöktüler. Holdingi icra yoluyla paramparça ettiler. Halil Bezmene husumeti ve kıskançlığı olan Bezmenler içinde bazı aile bireyleri, tetikçi televizyon ve gazetecilerle işbirliği yaparak Halil Bezmeni parçaladılar. İSKİ Klor Yolsuzluğu Davası icat edilerek, Amerikaya eski eser ve tablo kaçırıyor denilerek Halil Bezmeni kamuoyu önünde hırsız, ahlaksız imajıyla sundular. Oysa Halil Bezmen bunlardan beraat etmiştir.
Velhasılı kelam, Halil Bezmen 1994 Ekiminde medya ve yargı linçinden kurtulabilmek için yurtdışına kaçar. 1994te Mensucat Santralın bütün birikimleri, fabrikaları icra dairelerinde kelepir fiyatlarla yağmalanır, talan edilir. Devrimci ve yenilikçi bir sanayici olan Halil Bezmenin şerefi, namusu, icra dairelerinde ve gazete mutfaklarında imha edilir. Bezmenler Tekstil piyasasından çekilmek zorunda bırakıldıktan sonra, genel olarak Türk Tekstil Sanayii de zayıflar. Eski şanlı ve pırıltılı günleri mazi olur. Piyasalara Çin ve Hindistanın berbat, bol kimyasallı ve zehirli tekstil mamülleri egemen olur.
İdris Aydın- Sansasyonel Habercilik takıntısı olan kendini çok beğenmiş, ulusalcı bir gazeteci, o yıllarda Halil Bezmeni adeta linç ettiren yayınlar yapıyordu. Hatta o gazeteci o kadar saldırganlaşmıştı ki, okyanus ötesine geçerek, orada Bezmenlerin evine gidiyor, özel mülkiyet alanına girerek, pencerelerden gizli çekimler yapıyor, ailenin bahçıvanını mikrofonla ağır yaraladığı için tutuklanıyordu. Peki o gazetecinin yazdığı ve haber yaptığı gibi, Halil Bezmen gerçekten tarihi eser ve tablo kaçakçılığı yapmış mıdır?
Tuncer Günay- Hayır yapmamıştır. Zira o gazeteci, gümrükte, kanuna aykırı olarak, özel mülkiyet kapsamındaki bir konteyneri polise açtırıyor, ve içindeki tablo ve antikaların çekimini yapıyor. Ancak 10 yıl süren dava sonunda, o eser ve tabloların hiçbirinin kaçak ve kanunsuz olmadığı anlaşılıyor, el konulan herşey Halil Bezmene eksiksiz iade ediliyor.
İdris Aydın- Mensucat Santral batarken, baba Fuad Bezmen, oğlu Halil Bezmen aleyhinde, çok sert bir üslupla birçok gazeteciye ve televizyona demeçler veriyor, oğlunu hırsızlıkla, sorumsuzlukla suçluyor, hatta oğlumu ancak intihar etmek kurtarır diyordu? Baba Fuad Bezmen oğluna küs olarak öldü. Ne diyorsunuz bunlara
Tuncer Günay- Pek çoğu ailenin özel mahrem alanına giren iddialar ve konuşmalar. Ben bunlar hakkında bir şey demeyeceğim. Çünkü kitabımda yazdım. Kim neyi merak ediyorsa kitabımı okusunlar.
İdris Aydın- Uzun yoldan geldiniz. Yorgunsunuz. Sizi daha fazla yormayayım. Verdiğiniz bilgiler ve imzaladığınız kitabınız için teşekkür ediyorum.
Tuncer Günay- Ben de size teşekkür ediyorum.

