UTAH Üniversitesi Biyoloji Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu öncülüğünde yapılan araştırmada, Orta Amerika'daki
ormanların kahve tarlalarına dönüştürülmesinin, burada yaşayan kuşların temel
besinlerini azaltarak, hayatta kalabilmeleri için beslenme düzenlerini
değiştirmeye ve başka habitatlara itmeye neden olduğu belirlendi.
Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu öncülüğünde, ABD'deki Utah
Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, kuşların hareketlerini radyo vericileriyle
araştırırken, yedikleri besinlerin kimyasal kaydını da tüylerindeki kararlı
izotopları inceleyerek belirledi. Sonuçlar, kuşların kahve tarlalarında,
ormanlardakine oranla protein değeri daha düşük omurgasızları (böcek, örümcek,
vb..) yediğini ortaya koydu. Bu da tropik orman ekosistemlerinin bozulmasının,
kuşların beslenme seçeneklerini önemli ölçüde etkilediği sonucunu ortaya
çıkardı.
KUŞLARIN POPÜLASYONUNU AZALTIYOR
Utah Üniversitesi Biyoloji Bilimleri Fakültesi'nde ekoloji ve
ornitoloji profesörü olan Şekercioğlu, başyazarı olduğu bu çalışmada, “Gezegen
üzerinde insan kaynaklı ekolojik etkinin artması, özellikle habitat kaybı,
bozunumu ve iklim değişikliği yoluyla kuşların beslenmelerini de genellikle
olumsuz etkiler. Böcekler ve diğer omurgasızlar gibi temel besin
kaynaklarındaki düşüşler de dahil olmak üzere tüm bu olumsuz değişiklikler,
özellikle hızla büyüyen genç kuşların hayatta kalma sürelerinin azalmasına ve
çoğunlukla yetersiz beslenen bu kuşların popülasyonunun azalmasına ve kaybına
yol açabilir" dedi.
KUŞLARIN ÜÇTE BİRİ İNSANLARIN BASKIN OLDUĞU ORTAMLARDA
Frontiers of Ecology and Evolution bilimsel dergisinde
yayımlanan makalesinde Prof. Dr. Şekercioğlu, “Dünyanın her yerinde ormanlar,
bir zamanlar yemyeşil olan yaşam sığınaklarından, onların yerini alan tarım
arazileri arasında dağılmış çok daha küçük kalıntılara dönüşüyor. Kuş
türlerinin yalnızca yüzde 1'i, insanların ve insan faaliyetlerinin hakim olduğu
habitat türlerini tercih ediyor. Doğal orman habitatlarının hızla yok olması,
kuş türlerinin yaklaşık üçte 1'inin artık insanların baskın olduğu ortamlarda
hayatta kalmak için çabalaması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
KOSTA RİKA'DAN ÖRNEK VERDİ
Kosta Rika'da Panama sınırına yakın Las Cruses Biyolojik
İstasyonu çevresindeki arazinin, bir zamanlar tamamen ormanlıkken şimdi yüzde
50 kahve tarlaları, yüzde 20 otlak ve yüzde 10 insan yaşam alanı haline
geldiğini belirten Prof. Dr. Şekercioğlu, “Arazinin sadece yüzde 20'si hala
ormanlık. Tarımsal alanlar da yerel kuş türlerinin beslendiği omurgasız
topluluklarını büyük ölçüde etkileyen böcek ilaçları, gübreler ve mantar
ilaçları ile sulanıyor" diye konuştu.
ARAŞTIRMACILAR DÖRT TÜRE ODAKLANDI
Araştırmacılar olarak çalışmada dört türe odaklandıklarını
anlatan Prof. Dr. Şekercioğlu, “Turuncu gagalı bülbül ardıcı, gümüş boyunlu
tangara, ak gerdanlı ardıç, kil rengi tiranulet. Bu dört kuş türünün tamamı hem
meyveler hem de omurgasızlarla beslendikleri ormanlarda ve açık kırsal
alanlarda bulunabilir. Ancak omurgasızlar (böcekler dahil), protein ve nitrojen
gibi temel besinleri sağladıkları için beslenmelerinin çok önemli bir
parçasıdır. ABD, Kosta Rika ve Singapur'dan araştırmacıların da bulunduğu
meslektaşlarımızla çalıştığımız kuş türlerinin, besinlerini tarım ve orman
habitatları arasında, özellikle doğru beslenme türlerinin devamlılığı açısından
kilit nitelikte olduğu kritik üreme mevsimlerinde nasıl elde ettiklerini
anlamak istedik" dedi.
170 KUŞ TÜYÜ ANALİZ EDİLDİ
Kuşların beslenme düzeni hakkında tüylerindeki kararlı
izotopları analiz ettiklerini anlatan Prof. Dr. Şekercioğlu, “Biz ne yersek
oyuz. Çünkü yediğimiz gıdaların izotop oranlarından oluşan kimyasal imzalar
dokularımıza katılmıştır. Kosta Rika'da kuşların beslenmelerini analiz etmek
için dört kuş türünden 170 tüy topladık ve zamanlarını nerede geçirdiklerini
görmek için radyo verici takibiyle 49 kuşun hareketlerini izledik. Sonuçlar
gösterdi ki kuşların seçtikleri habitatların beslenmeleri üzerindeki etkileri
çok büyük. İzotopik veriler, incelenen dört türden üçünün kahve tarlalarında,
ormanlardakinden çok daha az omurgasız canlı yediğini ortaya koydu. Özellikle
de gümüş boyunlu tangara ve kil rengi tiranuletin ormanlarda kahve tarlalarına
oranla iki kat daha fazla omurgasız biyokütle yediklerini gösterdi. Sonuçlarımız,
kahve tarlalarının hem doğal orman kalıntılarında hem de kahve tarlalarında
beslenen orman kuşlarının tercih ettiği omurgasızlar açısından yetersiz
olduğunu gösterdi" ifadelerini kullandı.
YENİ EKOLOJİK ETKİLEŞİM TEHLİKESİ
Prof. Dr. Şekercioğlu, Kosta Rika ve diğer benzer tropik
bölgelerdeki kuşlar için, korunan orman parçalarının, yaşam alanlarını kalan
ormanlara kaydıran ve diğer orman parçalarına ulaşmak için kahve tarlalarından
geçen kuşlar için kritik kaynaklar sağlayabildiğini söyledi. Prof. Dr.
Şekercioğlu, “Bu kuşların beslenmelerini başka yerlere kaydırması, olumsuz
sonuçlara yol açabilecek yeni ekolojik etkileşimlere neden olabilir. Bu yeni
yerlerdeki kuşlarla artan rekabet veya daha önce pek tüketilmeyen bir av türü
üzerinde aşırı avlanmaya yol açabilir" diye konuştu.
'KUŞ DOSTU KAHVE' TERCİH EDİN
Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu, çözüm önerileriyle birlikte,
kahve tiryakilerine de şu çağrıda bulundu: “Bir kahve tiryakisiyseniz, kuş
dostu kahve almayı tercih ederek yardımcı olabilirsiniz. Kuş dostu kahve, yerli
kuşlar için faydalı olan ağaç örtüsü ile orman kalıntılarının daha fazla olduğu
tarlalarda yetiştiriliyor. Gölgede yetiştirilen kahveler Smithsonian Göçmen Kuş
Merkezi tarafından kuş dostu olarak onaylanmıştır. En kuş dostu olarak gördüğümüz
Etiyopya kahvesini öneriyoruz. Ayrıca, tropikal bölgelerdeki yerel yönetimler
de bozulmamış ormanlara, ikincil ormanlara ve orman kalıntılarının
bağlanabilirliğini artırmak için nehirlerin yanındaki orman şeritlerinin
korunmasına öncelik vererek yardımcı olabilir. Dünyanın biyolojik çeşitliliği
en fazla olan tropik ormanlarının yerini almaya devam eden ve giderek artan
insan egemenliğindeki tarım alanlarında, orman kalıntılarının korunmasına ve
yenilenmesine öncelik verilmesi acildir." (DHA)
