Eğitim-İş eski Genel Başkanı Veli Demir, Antalya'dan CHP milletvekilliği aday adaylığını açıkladı. Demir, milletvekilliği startını Serik'ten verdi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-İş Sendikası eski Genel Başkanları'ndan Veli Demir, 24 Haziran'da yapılacak erken seçim nedeniyle CHP Antalya'dan Milletvekili Adayı olduğunu Serik'te açıkladı.

Geçtiğimiz salı günü parti binasında bir basın toplantısı düzenleyen Veli Demir neden aday olduğunu açıkladı. CHP Serik İlçe Başkanı Abdullah Akbaba, Kadın Kolları Başkanı Hülya Yedek, Gençlik Kolları ile partililer katıldı. Aslen Deniztepesi Mahallesi'nden olan ve 2 dönem Eğitim-İş Genel Başkanlığı yapan Milletvekili Adayı Demir, açıklamasında şunları söyledi; "Tarihimizin en kritik seçimini, 24 Haziran 2018 tarihinde yapacağız. Erken seçim istemeyi 'vatan hainliğiyle' bir tutan Cumhurbaşkanı, bu açıklamasından sadece birkaç ay sonra, iktidarın küçük ortağıyla birlikte baskın seçim kararı alarak, ülkeyi artık yönetemez durumda olduklarını itiraf etmiştir. AKP iktidarda olduğu 16 yıl boyunca küresel güçlerle işbirliği yaparak, ulus devletin ve bağımsızlığın yok edilmesine, etnik ve dinsel ayrımcılıklarla da üniter yapının yıkılmasına, ulusal birlik ve beraberliğin bozulmasına çanak tutmuştur. Özellikle son dönem, siyasal iktidarın faşizan politikalarının, her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun yaşandığı, yargının ve adaletin çöktüğü bir dönem olarak tarihe geçmiştir. 15 Temmuz darbe süreci fırsata çevrilerek OHAL uygulaması başlatılmış, temel hak ve özgürlükler rafa kaldırılmıştır. Yandaş medya dışında kalan basın yayın organları ya kapatılmış ya da iyice baskı altına alınmış, onlarca basın emekçisi, aydın tutuklanmıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı terör propagandası kapsamına alınarak binlerce dava açılmıştır. On binlerce çalışanın sorgusuz sualsiz işine son verilerek açlıkla, sefaletle karşı karşıya bırakılmış, üniversiteler 12 Eylül'de bile karşılaşılmayan bir saldırıya uğramış, binlerce akademisyenin görevine son verilmiştir. Laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitimin askıya alındığı, Cumhuriyet eğitim sisteminin ve oluşturduğu kültürün tasfiye edilmeye çalışıldığı, Atatürk devrim ve ilkelerinin yok edilmek istendiği bir süreç yaşanmaktadır. Siyasal iktidar, geride bıraktığımız 16 yıl boyunca, eğitim sistemini de kendi çıkarları için kullanacağı bir araca dönüştürmüştür. Bu araç, gerici ve işbirlikçi iktidara seçmen ve oy devşirmek için kullanılmaktadır. Doğal olarak özgür düşünceli çağdaş insanlar yetiştirecek laik ve bilimsel eğitim yok edilmek istenmektedir. İktidarın bütün eğitim uygulamalarında bu amacı taşıyan somut izler görülmektedir. Bir başka deyişle ''eğitim yoluyla insan yetiştirme'' değil, ''yetişecek olan insanlar üzerinde bir kontrol sağlama amacı'' güdülmektedir.

Siyasi iktidarın cumhuriyetimizin eğitim birikimini yok sayarak uygulamaya koyduğu 4+4+4 düzenlemesi, tam bir yıkım yaratmıştır. Siyasi iktidar, çağdaşlaşmanın temeli olan bilimsel eğitimi, dolayısıyla öğretim birliğini ortadan kaldırma girişimini, karma eğitimi sonlandırarak tamamlamak istemektedir. AKP iktidarı eğitim sistemimizi bir yandan gerileştirmeye öte yandan da tam bir işletme mantığıyla ticarileştirme ve yerelleştirmeye çalışmaktadır. Devlet okullarının sayısı belirgin bir şekilde azalırken her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen, çeşitli muafiyet ve istisnalar ile açılması teşvik edilen özel ilkokul ve ortaokul sayılarındaki artış hızla sürmektedir. Yine AKP döneminde eğitim çalışanlarının statüsü de bilinçli bir şekilde düşürülmeye başlanmıştır.

Bugün muhalif ve örgütlü öğretmen devletin gözünde sakıncalı görülmekte; öğretmen, kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmakta; öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı örgütlenme hakkı engellenmektedir.

Tablo bu kadar ağırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Yeni dönem, daha fazla demokrasi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır'' şeklindeki sözleri ile yaşanan sorunları kabul etmiştir.

Unutulmamalıdır ki Hacı Bektaş'ın dediği gibi: 'İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır'. Biz bu karanlık gidişe 12. yy Anadolu Aydınlanmasının ve Büyük Atatürk'ün açtığı ışıklı yoldan gidersek bir dur diyebiliriz. Evet, yeni dönem, daha fazla demokrasi dönemi olacaktır. Ancak bu ülkenin temel sorunu olan AKP iktidarından kurtulmakla ve ülkenin kurucu ayarlarına döndürülmesiyle mümkün olacaktır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyetini kuran ve ülkemizin en köklü partisi olma niteliğini taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin temel ilkelerini savunmak ve ileriye taşımak; solun evrensel değerleri olan ''özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü ve demokratikleşme'' kavramlarının ülkemizde kurumsallaşmasını sağlamak için tek umuttur.

Ben bir eğitimci olarak Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyete ve kazanımları ile bilimsel, laik, kamusal ve parasız eğitime, yaşamımın her evresinde her zaman her koşulda sahip çıktım. Bundan sonra da ne pahasına olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğim. Bu anlamda, 24 Haziran 2018'de yapılacak genel seçimlerde, CHP Antalya Milletvekili aday adayı olduğumu bilgilerinize saygıyla sunarım."

 

Haber: Osman Türkçe