BALIKÇILARIN denizlerde bıraktığı hayalet ağların zararlarına yönelik araştırmada, İstanbul Boğazı ve İstanbul adalarında belirlenen alanlara yapılan dalışlarda tespit edilen ağların tamamına yakınının, gırgır teknesi ağları olduğu belirlendi. WWF- Türkiye, İstanbul Boğazı'nın gırgır balıkçılığına kapatılması çağrısında bulundu.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) iş birliğiyle hazırlanan 'Hayalet Balıkçılık' başlıklı raporda, deniz plastik çöpünün en ölümcül haline dikkat çekildi. DYKD tarafından, İstanbul'un Prens Adaları'nda yürütülen denizdeki ağların tespiti, çıkarılması ve bertarafı çalışmalarının sonuçlarından hareketle hazırlanan rapor, 'Hayalet Balıkçılık' olarak adlandırılan kayıp balıkçılık takımlarının sualtı habitatlarına etkilerini ve oluşum sebeplerini ortaya koydu. Raporda hayalet balıkçılığın, balıkçılık ekipmanlarının, balıkçı kontrolü olmaksızın avcılık yapmaya devam etmesi anlamına geldiği belirtildi. Hayalet balıkçılığa yol açan kayıp balıkçılık takımlarının nedenleri arasında derin sularda balıkçılık, kötü hava şartları, yasa dışı balıkçılık ve yakalanmamak için ağların kesilmesi, operasyonel faktörlerle eskimiş ekipmanların suya atılması gibi faktörler sıralandı.
YILDA 640 BİN TON BALIKÇILIK TAKIMI KAYBOLUYOR
Raporda, dünya denizlerini her yıl kirlettiği tahmin edilen 6,4 milyon ton plastiğin yüzde 10'unu oluşturan 640 bin tonunun küresel kayıp balıkçılık takımı olduğuna işaret edildi. Türkiye'nin de yer aldığı Akdeniz havzasında balıkçılık filosunun yüzde 80'inin pasif balıkçılık takımları kullanan küçük ölçekli balıkçılar tarafından temsil edildiğine dikkat çekilen raporda, küresel olarak kaybolan balıkçılık takımlarına yönelik tahminler ve Türkiye'deki durum hakkında da bilgiler yer aldı. Raporda, Akdeniz havzasında balıkçılık filosunun büyük kısmının pasif balıkçılık takımları kullandığı, kayıp balıkçılık takımlarının en yoğun olduğu bölgelerin İstanbul'un kıyı bölgesi, Napoli Körfezi ve Ligurya Denizi gibi kentleşmiş alanlar olduğu kaydedildi. İstanbul Boğazı ve İstanbul adalarında belirlenen alanlara yapılan dalışlarda tespit edilen ağların tamamına yakınının ise gırgır teknesi ağları olduğu belirtildi.
DENİZ YAŞAMINA VERDİĞİ ZARARLAR
Hayalet balıkçılığın başlıca çevresel etkileri arasında, hedef ve hedef dışı türlerin kontrolsüz avlanması, tehlike altındaki türlerin olumsuz etkilenmesi, deniz zeminine fiziksel zarar, istilacı türlerin yayılması, deniz besin ağına sentetik maddelerin girişi gösterildi. Hayalet balıkçılığın ayrıca, diğer balıkçılık operasyonlarını engelleyebildiği ya da yeni balıkçılık ekipmanlarının kaybolmasına neden olabildiği kaydedildi.
Kayıp balıkçılık takımlarının yol açtığı plastik atık sorununa da dikkat çekilen raporda, plastik malzemelerin balıkçılık ekipmanlarında kullanılmasının belirli avantajlarına rağmen, kayıp ekipmanların deniz ortamında yol açtığı çevresel etkilerin altı çizilerek, terk edilmiş ve kaybolan av araçlarının, plastik sorununu derinleştirdiği vurgulandı.
Raporda, kayıp veya terk edilmiş donanımların etkilerini en aza indirmek için ulusal ve uluslararası önleyici politika ve uygulamalara ihtiyaç olduğu da vurgulandı. Hükümetlerin, balıkçılık araçları üreticileri ve tasarımcıların, balıkçılar ve kamuoyuna kararlı bir şekilde harekete geçmeleri istenirken, hayalet balıkçılık araçlarının denizleri boğmasını engellemeye yönelik çağrı yapıldı.
'MİLYONLARCA SUALTI CANLISI İÇİN TEHDİT'
DYKD Kurumsal İlişkiler Yöneticisi Engin Hınçer, deniz dibine terk edilen her av aracının yüzlerce yıl boyunca pasif olarak avlanmaya devam ettiğine dikkat çekerek, hayalet av araçlarının milyonlarca sualtı canlısının, hatta dalıcı kuşların yaşamını yitirmesine neden olduğunu vurguladı. Hınçer, bu durumun av araçlarının bulunduğu bölgedeki biyoçeşitliliğe ciddi zarar verdiğini, ayrıca ağların üzerinde bulunan kanserojen etkiye sahip kurşunların uzun vadede balıkların kas dokularında birikerek sofralara getirdiğini de söyledi.
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÇAĞRISI
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi'nden Doç. Dr. Taner Yıldız ise şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden olan sudaki yaşamı tehdit eden etkenlerden en görülmeyeni, hayalet av araçlarının tespiti. Sudan çıkarılması ve balıkçılık ekipmanlarının balıkçı kontrolü dışına çıkmaması adına tekil örneklerden bütüncül bir yaklaşıma geçmek için geç kalmış sayılmayız. Hayalet ağlar ile mücadele için Kanada hükümetinin 10 milyon dolar tahsis ettiği örneğini hep zihnimizde tutarak bu fenomenin önemini her daim hatırlamalı ve tüm paydaşları aynı masada toplayan adımlar atmalıyız."
İSTANBUL BOĞAZI GIRGIR BALIKÇILIĞINA KAPATILSIN
WWF-Türkiye Deniz ve Yaban Hayatı Programı Kıdemli Müdürü Ayşe Oruç ise rapora baz oluşturan proje kapsamında İstanbul'un Prens Adalarından çıkarılan av araçlarının çoğunluğunun gırgır ağlarından oluştuğuna dikkati çekti. Oruç, şöyle devam etti: “Denizlerimizde halen 24 metre, Karadeniz'de belirli bir dönemde 18 metre derinlikten itibaren yasal olan gırgır ağlarıyla avlanma derinliği ile ilgili yasakların zaman zaman ihlali, üreme ve beslenme amacıyla sığ suları kullanan birçok pelajik balık türü ve deniz canlısı üzerindeki av baskısını artırıyor. Küçük ölçekli balıkçılar için avlanabildikleri alanları daraltıyor. Balıkçılığımızın sürdürülebilirliği için gırgır avcılığında derinlik sınırı Avrupa Birliği standardı olan 50 metreye yükseltilmeli. Balık stoklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla, balıkların göç yolu olan İstanbul Boğazı'nın gırgır balıkçılığına kapatılması elzemdir." (DHA)