Avukat Hüseyin Zeybek müvekkili olan Kürşat Karakoyun ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Zeybek açıklamasında şunları ifade etti; “Bilindiği gibi ilçemiz merkezi ile bağlı köylerinde Antalya Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü tarafından 02.04.2013 sabahı eş zamanlı olarak değişik adreslere baskın yapılmış ve 40'ın üzerinde kişi gözaltına alınmıştır. Bu kişilerden 20 tanesi tutuklanmıştır. Bunlardan birisi de müdafiliğini yaptığım Mustafa Kürşat Karakoyun'dur. Gerek yerel, gerekse ulusal medyada yayınlanan haberlere baktığımız zaman tutuklu kişilere özelliklede M. Kürşat Karakoyun ile ilgili olarak gerçekle alakası olmayan suç isnatları ile karşı karşıya olmamız nedeni ile bu konuda çok hassas olan Serik halkını bilgilendirmek için bu basın açıklamasını yapmak zarureti hasıl olmuştur.

Ekli tutuklama müzekkeresine bakıldığında da anlaşılacağı üzere tutuklama gerekçesi olarak öngörülen maddelerin TCK.109/2, 148/1.220/1 ve 235/1 olduğu görülecektir. Peki bu sevk maddelerinin anlamı ve özü nedir? Açıklayacak olursak TCK.109/1. Kişiyi hukuka aykırı şekilde hürriyetinden yoksun bırakmak. 148/1 Cebir şiddet kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi demek suretiyle yağma suçunu, 220/1 ise suç işlemek kastıyla örgüt kurma, 235/1 maddesi ile ihaleye fesat karıştırma suçunu öngörmektedir. Basında yer aldığı gibi ne hırsızlık nede cinsel saldırı ile ilgili müvekkil hakkında bir suçlama mevcut değildir. Kaldı ki yukarıda tutuklama sebebi olarak gösterilen sevk maddelerindeki suçlamalarla da vekil eden M. Kürşat Karakoyun'un herhangi bir ilgisinin olmadığı tutuklamaya yaptığımız itirazın içeriğine dikkatle bakıldığında anlaşılacaktır.

Peki niçin bu insanlar öyle bir suçlamaya tabi tutuldu diye elbette sorulabilir. Yaklaşık iki yıldır fizik ve teknik takip sonrası operasyon için düğmeye basılış tarihine, göz altına alınan insanların neredeyse tamamının ülkücü ve vatansever oluşu, özellikle vekil eden Kürşat Karakoyun'un o dönemde Serik Ülkü Ocakları Başkanı olması ve operasyonun özellikle barış süreci diye adlandırılan bölünme sürecine rastgelmesi konusundaki yorumu vatanına ve ulusal değerlerine sonuna kadar bağlı duyarlı Serik halkına bırakıyorum.”