Müftü Köksal; “Ramazan ayına veda etmenin hüznünü yaşarken Ramazan Bayramına kavuşmanın da mutluluğunu yaşıyoruz.”
Serik İlçe Müftüsü İbrahim Köksal, Ramazan ayının sona ermesi ve yarından sonra başlayacak olan bayram vesilesi ile açıklamalar yaptı. ‘Bizi Ramazana kavuşturan ve bizlere oruç tutma fırsatını veren Rabbimize hamdediyoruz.’ Diyen Müftü Köksal, Ramazan ayına veda etmenin hüznü ile birlikte, Ramazan Bayramına kavuşmanın da mutluluğunun yaşandığını söyledi.
“Ramazan Ayına Veda Ederken”
Serik İlçe Müftüsü İbrahim Köksal açıklamasında şunları ifade etti; “Ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir aydı. Ramazan ayına veda etmenin hüznünü yaşarken Ramazan Bayramına kavuşmanın da mutluluğunu yaşıyoruz.
Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekat ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı sonlandırmak üzereyiz. Bizi Ramazana kavuşturan ve bizlere oruç tutma fırsatını veren Rabbimize hamdediyoruz. Yüce Allah (c.c.) tuttuğumuz ve sonuçta hayatımızın her safhasına aktarmak, bizlere dünya ve ahiret mutluluğunu oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, verdiğimiz zekatlarımızı, sadakalarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin. Bir sene sonraki Ramazan ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bütün Ümmet-i Muhammed’i kavuştursun.
Ramazan ayı Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş ayı idi. Bu ayda rahmet bulduk, bu ayın hürmetine İnşallah mağfirete uğradık, bu ayda yapmış olduğumuz İbadetler ile, insani ilişkilerimiz ile, güzel ahlaklı bir yaşam sürmek ile Cehennem azabından biraz daha uzaklaştık. Ramazan ayında hayatımıza aktardığımız bu güzellikleri bir yılımıza getirecektir. Rabbimiz; “Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” buyurarak bize bu mutluluğun yolunu göstermektedir.”
“Rabbim Oruçlarımızı Kabul Eylesin”
“Ramazan ayını uğurlarken neleri kazandığımızın öncelikle bir muhasebesini yapalım. Hayatımızda gerçekleştirdiğimiz bu kazanımların neler olduğunu daha iyi anlar isek ve aklımıza aktarabilir, gönlümüze idrak ettirebilirsek bu kazanımları hayat boyu sürdürme imkanını yakalayabiliriz. Ramazan ayı oruç ayı. Bu ayda Yüce Yaratanımızın emretmiş olduğu ibadetlerden olan orucumuzu tuttuk. Rabbim oruçlarımızı kabul eylesin. Oruç ibadeti İslam’ın beş temel şartından biri. Oruç bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir.
Ramazan’dan istifade etmenin yollarından biri de ve belki de en önemlisi elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak idi. Böyle bir oruç bedenimizi ve ruhumuzu olgunlaştırmakta, ahlaken kemale erdirmektedir. Bedenimizin her azasına oruç tutturmak suretiyle yanlışa sürüklenmekten kendimizi alıkoyduk. Bu durum kendi faydamızadır. Bu durumu bir hayat boyu sürdürerek, Allah’ın emrettiği şeyleri yerine getirmeli, yasakladığı şeylerden de öylece kaçınmalıyız. Dünya ve ahiret mutluluğunu hepimiz arzu etmekteyiz. Ahirette kaybedenlerden olmayı hiçbirimiz arzulamayız. Ne dünyamızı yıkmak, nede ahiretimizi hüsranlığa sevk etmek istemeyiz. O zaman inandığımız değerlerimize sahip çıkıp, hepsini hayatımıza aktarmalıyız.”
“Kur’an-I Kerimi Okumak, Anlamak Ve Hayatımıza Aktarmak”
“Ramazan ayı Kur’an ayı idi. Bu ayda indirilmeye başlandığından dolayı Ramazan ayı on bir ayın sultanı kabul edilmiş, bu ayda oruç tutmak farz kılınmıştır. Yine bu ayda bulunan ve yakın zamanda idrak ettiğimiz bir gece (Kadir Gecesi) kendisinde Kur’an indirildiğinden dolayı bin aydan daha hayırlı kabul edilmiş. Bu ayda diğer zaman dilimlerinde okumadığımız kadar Kur’an okuma, Onunla buluşma imkanımız oldu. Bu buluşma bir yıla sonuçta bir ömüre aktarılmalıdır. Çünkü Kur’an okuyana sevap getirmekle beraber, gönüllere şifa veren, inananları rahmete kavuşturan, hidayet rehberi ve nurdur. Kur’an son İlahi Mesajdır. Kıyamete kadar gelecek olan insanlara Allah’ın bir lütfüdür. Bu lütuftan istifade etmek ise elimizin altında bulunan ve bize kadar hiçbir harfi değişmeden gelen Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak ve hayatımıza aktarmaktan geçmektedir.
İnsan olarak bizler bir arada yaşamak mecburiyetindeyiz. Üzüntülerimizi paylaşmakla azaltır, sevinçlerimizi ise paylaşmakla çoğaltırız. İşte Ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir aydı. Vermiş olduğumuz sadakalar, zekatlar ve iftar sofralarında buluşmalar toplum olarak kaynaşmamıza çok büyük destek sağladı. Özellikle Ramazan ayında, Gazze de zulme uğrayan kardeşlerimize daha çok yardım eli uzattık.
Teravih namazlarında bir araya gelişlerimiz, aynı safta omuz omuza duruşlarımız, aynı kıbleye yönelmek, aynı Rabbe ibadet etmek ile kardeşliğimiz perçinleşti. Bu ayda kazandığımız bu birlik ve beraberliği bir ömür boyunca sürdürmek elbette kendi yararımıza olacaktır.
Yunus Emre bu hususu ne güzel dile getirir:
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz”
“Sadakalarımızı Ulaştıralım”
“Ramazan ayı yardımlaşma ayıdır. Bu ayda zenginlerimiz zekatlarını, imkanı yerinde olanlar fıtır sadakalarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı, ulaştırmaya devam ediyor. Eğer bu geceye kadar zekatımızı ve fıtır sadakalarımızı vermemiş isek, bayram sabahına üzüntü içerisinde çıkmak istemeyen kardeşlerimize lütfen bu sadakalarımızı ulaştıralım. Bilindiği gibi 2024 yılı için fitre miktarı en az 130 TL olarak belirlenmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadisini yeniden hatırlatmak isterim. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.”
“Kalp Kırmayalım, Gönül Yıkmayalım.”
“Ramazan ayı Sevgili Peygamberimizin müjdesiyle günahlara kefaret ayıdır. Nitekim Hz. Peygamber bu hususu şöyle dile getirmektedir: "Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir." Ramazan ayında günahlardan arınmak suretiyle gönül dünyamızı durulaştırdık ve bu vesile ile günahlarımızı gözden geçirip yapmış olduğumuz hataları düşünme fırsatımız oldu. Bugün, Ramazan ayının bize kazandırmış olduğu bu huzurla bir daha bu hatalara dönmemeye söz verme zamanıdır. Çünkü bir daha günahlarımıza tövbe etme fırsatı bulamayabiliriz.
Bu ay bize sabrı öğretti. Nefsani isteklere sabır, şeytani vesveselere sabır, açlığa ve susuzluğu sabır, insanlardan gelebilecek olan sıkıntılara sabır hep bu ayın bizlere sunmuş olduğu güzelliklerdir. Bu sabrı hayat düsturu haline getirmeliyiz.
Güzel bir ahlaka sahip olmak insanlarla olan ilişkilerimizi Rabbimizin rızasına uygun hale getirmekte başta gelen vazifelerimizdendir. Bu sebeple Ramazan ayında mümkün olduğu kadar kötü söz, küfürlü ve kaba sözler söylememeye çalıştık bu tutumuzu devam ettirelim. İnsanlara karşı yanlış bir davranışta bulunmamaya özen gösterdik, kavgadan gürültüden, şamatadan uzak bir zaman dilimi geçirdik, böyle bir yaşantıyı bir yıla nihayetinde hayatımıza aktaralım. Bu ayda kötü alışkanlıklarımızı, zararlı şeyleri bir tarafa bırakıverdik yeniden elimize almayalım. Kalp kırmayalım, gönül yıkmayalım. Sevgi yüklü bireyler olarak güzel bir toplumu oluşturalım.
Unutmayalım ki;
Bir kez gönül yıktın ise
Şu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Hayat, bize verilen en büyük nimetlerin başında gelmektedir. Bu hayatı başarı ile sona erdirmek için Ramazan ayında kazanmış olduğumuz değerleri bir ömre yaymak ve hayatımızın son safhasına kendimizi hazırlamak elbette yapacağımız en güzel işlerden biri olacaktır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde; "Allah'ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır." buyurmuşlardır. Bu açıdan Ramazan ayında kazanmış olduğumuz manevi güzellikleri hayatımız boyunca devam ettirelim. İdrak edeceğimiz Ramazan Bayramının Serik İlçemiz, memleketimiz, milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim.”
Haber: Osman Türkçe